24 Ağustos 2006

FB neden elendi ?


Bir Fenerbahçe taraftarı olarak, dün gece Dinamo Kiev'e karşı alınan sonuç ile elenmemize üzüldüm fakat kanımca çok büyük bir süpriz olmadı. Diğer futbol guruları ellerinde kalemleri ile "He bak gördün mü ! ben demiştim pazar gecesinden böyle böyle olmaz diye. Al işte elendiler" vb gibi yazılarını yazadursunlar, bu tür sonuçların esas kaynakları biraz da genetik yapımızla ilgili sanırım :

- Çok çabuk gaza geliyoruz, çok çabuk da demoralize oluyoruz,
- Rakibi ve karşımızdakini hafife alıyoruz,
- Takım oyunu ve disiplinimiz yok,
- Kısa vadeli düşünüyoruz,
- Az şeyler üretip, çok şeyler bekliyoruz,
- Hep hakem hatalı,
- Hemen bir suçlu buluyoruz,
- Hiç örnek ve ders almıyoruz.

Dün geceki Fenerbahçe takımına baktığımızda, bir kere sahaya çıkan kadro ümit vermiyor. Defansta, Avrupa arenasına yeni çıkmış 2 acemi genç, sağ ve sol kanatlarda kendi yerleri olmayan oyuncular, orta sahada ise pres yapmayan, savunmaya yardım etmeyen oyuncular, ileride de biri hep yedek kalmış ama adam yokluğunda ilk 11 e çıkmaya başlayan bir oyuncu ve yanında sadece koşan ve hala halı saha futbolu mantığıyla oynayan diğer bir oyuncu. Ne güzel değil mi böyle eleştirmek, bu sözleri söyleyip haklı olduğunu düşünmek. Burada ilk önce eleştirilmesi gereken taraftar : Gol atınca ölesiye bağırıp sevineceksin, 4 dakika sonra gol yenince sus pus olacaksın. Sonra gelelim yönetime ve antrenöre : Bu takımdaki oyuncuların kapasitelerini bu yönetimdeki beyler bilmiyorsa kimse bilemez.
Antrenörde bu takımı 2 ay kampa sokup kim işe yarar, kim yaramaz, ciddi maçlara az kaldı, şunu şunu alalım demiyor veya diyemiyorsa maalesef bu nedenleri toplarsak yukaridaki fotograf önümüze çook çıkar.

Maalesef Türkiye liginden çok, son 3 yıldır İngiliz Premier Ligini daha çok izliyorum. Neden mi ? Bir kere futbolun bir spor olduğunu, bir aktivite olduğunu biliyor oradaki herkes. Savaş değil, bir gösteri oyunu. Futbolcularda mücadele had safhada, sadece oyuna konsantre oluyorlar, hakeme veya top toplayan çocuğa! kızmıyor, bağırmıyor, diyaloga girmiyorlar, işlerine bakıyorlar. Takımlarının yöneticileri ön plana çıkmıyor, profesyonel bir şirket gibi yöneticilik yapıyorlar sadece. Yani herkes kendi işini yapıyor. Taraftarlar ise ailece geliyorlar, kendi koltuklarına oturuyorlar ve mantıksızca bağırmıyorlar, izliyorlar ama taç a çıkan bir topa bile efekt yapıyorlar ve korner atışı olduğu zaman bile bir gol olmuş gibi alkışlayıp takımlarını motive ediyorlar. Oyuncular ise takım disiplini ile oynuyorlar, modern futbolun gerekleri ne ise oyunu yapıyorlar ve sonuç olarak da tv den izlenen bu müsabaka bana bir futbol hazzı veriyor.

Gönül isterdi ki, Fenerbahçe olsun ve diğer takımlarımız olsun önce futbolun ana felsefesiyle sahaya çıksalar, taraftarlar bu şekilde davransa ve destek olsa, yöneticiler sadece işlerini yapsalar ve medya da hemen bir suçlu veya bir kahraman bulmaya çalışmasa, başarı veya başarısızlıkların biraz kollektif olduğunu bilseler ve herşeyi çok iyi bildiklerinin reklamını yapmasalar.

Not : Dün geceki maçta yorumculuk yapan İlker Yasin gerçekten olumlu ve doğru teknik düşünceleri sundu. Fakat O, bu düşünceleri söylerken ekranın 4'te 1'ini kaplayan reklamlardan topun nerede, kimin ayağında olduğunu da görebilseydik, hem kulağımız hem de gözlerimiz aynı ritmi yakalayabilirdi.

Fotograf : Hürriyet

0 Comments:

Yorum Gönder

<< Home